Bu kitapta Zweig’ın gözünden değerlendirilen Freud hakkında birçok bilgi sahibi olacaksınız. Kitaptan altını çizdiğim yerlerden bazıları şöyledir:
- Ahlaki yönden on dokuzuncu yüzyılda Kant değil ‘’cant’’[1] hüküm sürmüştür.
- Her olgu birer köleymişçesine akıl emperyalizminin boyunduruğu altına alınmaktaydı sanki.
- Cehalet her daim katılığa, şiddete önayak olmuştur.
- Freud’un asıl önemsediği şey insanların ne düşündüğü değil dürüstlüktür.
- Bazen bir insanın tek başına hakikati açığa çıkarmaya cesaret etmiş olması, çağı değiştirmeye yeterli gelebilir.
- Freud ruhsal alanda hiçbir şeyin anlamsız ve tesadüften ibaret olmadığını kabul ediyor.
- Freud için sürçme, düşüncesizce yapılmış bir eylem değil bastırılan bir düşüncenin nihayet iradeye baskın çıkmasıdır. Yani dilimiz sürçerken, yanlışlıkla bir şey yazarken, elimiz yanlışlıkla başka bir nesneye doğru yönelirken, uyanık irademizin söz söylemesine izin vermediği ‘’bir şey’’ dile geliyor aslında.
- Bir sürçme genellikle itiraf ve kendini ele verme anlamına gelir.
- Sadece yaşamımızın değil tüm yaşanmışlıkların toplamıyız.
- ‘’Rüya, kendini gerçekleştirememiş arzudur.’’
- Rüya, duygu yoğunluğumuzun vanasıdır.
- Kendini tanımak insanı özgürleştirir.
- Seri üretimle yaratılan dünya görüşlerine karşıyım.
Zweig, S. Mutluluğun Mimarı. İstanbul: Zeplin
Kitap.
[1] (İng.) Riyakarlık