Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu – Stefan Zweig

Stefan Zweig’ın bu kısa ama etkileyici kitabını okurken kendinizi sanki uzun süredir olayın içindeymiş gibi hissedebilirsiniz. Kitap kısa ama sarsıcı. Okurken beni çok etkiledi ve açıkçası üzdü de, insan bu kitabı okurken, bir kadın bir erkek için neden kendini bu kadar yıpratır ve de duygularını frenleyemez diye düşünmekten kendini alıkoyamıyor.  Hem de onu hiç önemsemeyen ve de karşılıksız bir aşk beslediği birine karşı. Aslında eleştirmeye kimsenin hakkı yok, sonuçta herkesin karakteri ve gücü aynı değil.

Kitaptan altını çizdiğim yerlerden bazıları şöyledir :

Daracık hayatlar yaşayanlar, kapılarının önünde boy gösteren her yeniliğe karşı daima merak duyarlar.

Yeryüzünde hiçbir şey yoktur ki tıpkı bir çocuğun, hiçbir umudu olmadığı için, karanlıkta kalan, kaynayıp giden sevgisine benzesin.

Dostlar da gelecekler belki, çiçekler getirecekler fakat bir tabutun üstünde çiçekler ne ifade eder ki?

Seni yanımda hissettiğim zaman yıldızları başımın üzerinde görmediğim için şaşırmıştım, kendimi öylesine yakın hissediyordum gökyüzüne.

Ve şuna inanıyorum, beni, ben ölüm döşeğinde yatarken çağırsaydın bile kalkıp sana koşmanın gücünü derhal bulurdum kendimde.

Fakat sen kimsin ki benim için, beni asla, asla tanımamış olan sen, yanımdan sanki ben bir su birikintisinden daha fazlası değilmişim gibi geçip giden, beni sanki bir taş parçasıymışım gibi rastgele bulan, daima çekip giden ve beni sonsuz bir bekleyişin içinde bırakan sen.

Zweig, S. (2017). Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu. İstanbul: Roman Oda Yayınları.

 61 total views

Hayat – Engin Geçtan

  • İnsanlar, birbirlerine kendi senaryoları doğrultusunda roller verip, karşısındakilerden bu rolleri gerçekleştirmesini bekler oldular. Sonuç, düş kırıklıkları, kızgınlıklar ve kendimizden kaynaklandığını bir türlü kavrayamadığımız yalnızlık.
  • Bir insanın birden fazla maskesi olabilir. Çalışırken kullandığı maske, evdeki maskesinden farklıdır.
  • Hayatını beğenilme üzerine kuran insanların derininde çoğu zaman dışarıdan fark edilemeyecek kadar iyi maskelenmiş bir depresyon yaşanır.
  • Günümüz  dünyasında ‘’mışçasına ilişkiler’’ salgın halinde, insanlar birbirlerine ulaşamaz, birbirlerini hissedemez haldeler.
  • Bir insana karşı tavır alabilirsiniz ya da kızıp aşağılayıcı sözlerle onu incitebilirsiniz, hatta fiziksel saldırıda bulunup hastanelik edebilirsiniz, ama onun varlığını yok farz ettiğinizde ona katlanılması en zor duyguyu yaşatırsınız : ‘’Hiçlik.’’
  • Kendilerine ayıracak vakit bulamamaktan yakındıkları halde, pazar günü geldiğinde ne yapacağını bilemeyen insanların sayısı o kadar çok ki.
  • İnsanın iç dünyasındaki kargaşa, her zaman, dış dünyanın kargaşasından daha ürkütücüdür.
  • İnsanlar denizin dalgaları gibi gelir, gider. Bir gözyaşı, bir ağıt, derken özlem dolu gözlerimizden silinip yok olurlar.

Geçtan, E. (2002). Hayat. İstanbul: Metis Yayınları.

 52 total views,  1 views today

Hastalık Hastası – Moliere

Hastalık Hastası Moliere’in  yazdığı son komedyadır. Yetersiz ve başarısız hekimlere karşı eleştirel bir bakış açısıyla yaklaştığı bu eserinde saf ve maddi durumu iyi olan ana karakter Argan’ın kendisinin çok hasta olduğuna inandırılmasıyla çevresindeki kötü niyetli, paragöz ve çıkarcı insanlar tarafından maruz kaldığı olumsuzlukları ve de mücadelesini içerir.

Kitaptan altını çizdiğim satırlardan bazıları şöyledir:

  • Aşk gülücüklerinin sahtesini gerçeğinden ayırmak zordur. Bu konuda öyle usta oyuncular gördüm ki.
  • Eğer uyumuyorsanız, hiç olmazsa kalbimde açtığınız yaraları bir düşünün.
  • ‘’Geç büyüyen ağaçlar daima en iyi meyveleri veren ağaçlardır; mermere kazımak kuma kazımaktan zordur, ama yazılar mermerde daha uzun süre kalır.’’
  • Evlilik öyle bir bağ ki hiçbir kalp buna zorlanmamalı.
  • İtaatin de sınırları vardır hanımefendi. Akıl ve kanunlar her şeyi kapsamaz.

Moliere. (2021). Hastalık Hastası. İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları.

 74 total views,  2 views today

Siddhartha – Hermann Hesse

1946 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Hermann Hesse’nin başyapıtı olan bu kitapta insanın öz benliğini bularak uygarlığın yerleşik biçimlerinden kurtulmaya çalışması yoğun olarak ele alınır. Hayatın anlamını arayanlara, bulmak isteyenlere bu yolda eşlik edebilecek bir kitap.

Kitaptan altını çizdiğim yerlerden bazıları şöyledir:

  • Dünyanın acı bir tadı vardı. Eziyetti yaşamak.
  • Hastaydı dünya çünkü ve yaşama katlanmak zordu.
  • Bir başkasının yaşamı konusunda yargıda bulunmak bana düşmez!
  • Bunu da ırmak öğretti bana; her şey dönüp gelir!
  • Sevgi avuç açıp dilenilebilir, para pulla satın alınabilir, armağan olarak sunulabilir sana, sokakta bulunabilir, ama haydutlukla ele geçirilemez.
  • ‘’Yazmak iyidir, ama düşünmek daha iyi; akıllılık iyidir, ama sabretmek daha iyi.’’
  • Dinlemesini bilen insanlar o kadar az ki!
  • ‘’Biliyorsun çünkü, yumuşak sertten güçlüdür, su kayadan güçlü, sevgi zorbalıktan güçlüdür.’’
  • Hiç kimse bir başkasının yürüdüğü yolda ne kadar ilerlemiş olduğunu göremez.

Hesse, H. (2021). Siddhartha. İstanbul: Can Sanat Yayınları.

 79 total views,  1 views today

Bir İdam – George Orwell

Kitaba adını veren “Bir İdam” bölümü, Orwell’in Burma’da görev yaptığı dönemde tanık olduğu bir idam hakkında.

Okurken bazı kısımlarda kendinizi 1940’lı yılların İngiltere’siyle günümüz Türkiye’sini karşılaştırırken bulabilirsiniz.

Kitaptan altını çizdiğim yerlerden bazıları şöyledir:

  • Çiçek sevgisine özellikle estetik algısı olmayan insanlarda rastlanır.
  • Demokrasinin diktatörlüğe verilen kibar bir addan ibaret kaldığı sonucuna varıyor.
  • Paranın eğemenliği çoğunlukla yaşlılar tarafından yönetilmemiz anlamına geliyor.
  • Eğitilemez bir nesil cesetlerden oluşan bir kolye misali boynumuzda asılı duruyor.
  • Eylemlere olduğu kadar sözlere de ihtiyacımız var. Yetenekli bir çocuğun hak ettiği eğitimi alıp almayacağı hangi aileye doğduğu gibi bir tesadüfe bağlıyken ‘’demokrasiyi savunma’’ laflarımız zırva kalıyor.

Orwell, G. (2021). Bir İdam. İstanbul: Can Yayınları.

 88 total views,  1 views today

FIRTINA-SHAKESPEARE

Fırtına – Shakespeare

Fırtına, Shakespeare’in yazdığı son oyun olarak düşünülmekte olup, yazdığı dört romanstan biridir. Ve en meşhur cümlelerinden biri olan ‘’Cehennem boşalmış, şeytanların hepsi burada!’’ cümlesinin yer aldığı kitaptır.

Kitaptan altını çizdiğim yerlerden bazıları şöyledir:

  • Çektiğim cefanın yükü altında inlerken,

Göklerin sana bahşettiği

Bir metanet vardı tebessümünde;

Dayanma gücü verdi bana

Başımıza geleceklere karşı.

  • Kötülükle öyle donanmışsın ki

İyilik maya tutmuyor sende!

Shakespeare, W. (2020). Fırtına. İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları.

 83 total views,  1 views today

José Saramago – Bilinmeyen Adanın Öyküsü

Nobel Edebiyat Ödüllü Portekizli yazar olan José Saramago kitaplarıyla özellikle son dönemlerin en çok okunan yazarlarından biri olmuştur. Bilinmeyen Adanın Öyküsü yazarın kitaplarından kısa olan ama verdiği mesajlar bakımından uzun uzun düşünmeye sebep olan kitaplarından biridir.

Alıntı:

“Kendinden dışarı çıkıp kendine bakmadıkça kim olduğunu asla bilemezsin.”

 187 total views,  1 views today

Sakın Şaşırma – Orhan Veli

Orhan Veli’nin seçme şiirlerinden oluşturulan bu kitap hem Orhan Veli’nin  bildiğimiz ve çok sevdiğimiz şiirlerini tekrar okumak ve hissetmek açısından hem de yeni şiirlerini keşfetmek açısından oldukça iyi. Anlatamıyorum ve Değil adlı şiirleri de kitapta yer alan şiirlerden.

Anlatamıyorum

Ağlasam sesimi duyar mısınız,

Mısralarımda;

Dokunabilir misiniz,

Gözyaşlarıma, ellerinizle?

Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,

Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu

Bu derde düşmeden önce.

Bir yer var biliyorum;

Her şeyi söylemek mümkün;

Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;

Anlatamıyorum.

Değil

Bilmem ki nasıl anlatsam;

Nasıl, nasıl, size derdimi!

Bir dert ki yürekler acısı,

Bir dert ki düşman başına.

Gönül yarası desem…

Değil!

Ekmek parası desem…

Değil!

Bir dert ki…

Dayanılır şey değil.

Veli, O. Sakın Şaşırma. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları.

 214 total views,  1 views today

Moliere – Cimri

Oldukça cimri bir baba olan Harpagon karakteri, cimriliğini ve para hırsını tüm yönleriyle göstererek bize çevremizde para tutkusu olan zenginlerin bencilliğini bir kez daha hatırlatacaktır.

Kitaptan altını çizdiğim yerlerden bazıları şöyledir:

  • Ne kolay, ne kolay inanıyor insan sevdiğine!
  • Yalan söylediğin istediği kadar belli olsun, suratından aksın, en zeki insanlar bile kanıveriyorlar dalkavukluğa. Pohpohu bastınız mı, en gülünç, en yüzsüzce söylenmiş sözleri bile yutuyorlar.
  • Evlenme sanıldığından çok daha önemli bir iştir. İnsanı ömrü boyunca mutlu da edebilir, mutsuz da. Ölünceye kadar sürecek bir bağlılığa razı olmazdan önce iyice düşünüp taşınmalı.
  • Sizin sevgi dediğiniz oturup bekler mi sadece?.. Bir şeyler yapmaz mı?

Moliere. Cimri. İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları.