Friedrich Nietzsche – Böyle Buyurdu Zerdüşt

Nietzsche’nin en özel eserlerinden biridir. Nietzsche’yi ve görüşlerini anlamaya yardımcı olan bu kitaptan altını çizdiğim yerlerden bazıları şöyledir:

  • Tanrıyı seviyorum şimdi; insanları değil. İnsanlar fazlasıyla kusurlu bir varlık çünkü. Bence insanları sevmek felaket olurdu.
  • Kirlenmiş bir nehirdir insan. Kirli bir nehri içine alması ve bozulmadan kalması için deniz olmalı kişi.
  • Açları doyuranın gönlü canlanır; bilgeler böyle der.
  • İnsanlar arasında yaşamak hayvanlar arasında yaşamaktan daha tehlikeli.
  • En korkunç şeylerdendir kıskançlık; çünkü erdemi bile yok edebilir.
  • Kıskançlık aleviyle çevrilen kişi, sonunda akrep gibi, iğneyi kendine batırır.
  • Ben nehrin kenarında bir parmaklığım: İsteyen tutunsun bana! Ama koltuk değneğiniz olmayacağım.
  • Siz yükselmek isteyince yukarı bakarsınız. Ben ise aşağı bakarım; çünkü yükseldim yükselebildiğimce.
  • Kişi, öfkesiyle değil, gülmesiyle öldürür.
  • Uçacak kadar hafifim artık, kendimin altında görüyorum kendimi.
  • Gereksizlerle doludur yeryüzü.  Sayılarının kabarıklığı bozmuştur hayatı.
  • Kalbi verem olanlar örneğin; yaşamadan ölmeye başlarlar.
  • Gereğinden fazla insan doğuyor: Devlet gereksiz olanlar için oluşturuldu!
  • Hiç değilse hayvanlıkta ustalaşmış olsaydınız! Ama günahsızlık hayvanlara özgüdür.
  • Kendinizi iyi sevmemeniz, zindana dönüştürür yalnızlığınızı.
  • Bayramlarınızdan da hoşlanmam sizin: oyuncudan geçilmez orada, izleyiciler bile oyuncu gibi davranır.
  • Üstüne, ötesine geçersin onların; fakat sen yükseldikçe büyür kıskançlığın gözleri. En çok, uçandan nefret edilir.
  • Hiç doğmayaydı keşke derim gereksizlere.
  • Hiç sinmedim ki ömrümde güçlünün karşısında.
  • Öğüdüm şu olsun sana sadece, ayrılırken, ey deli, bir yerde artık sevemiyor musun, oradan çek git!
  • Kendilerine ‘’iyi’’ diyenlerin, sineklerin en zehirlileri olduğunu gördüm.
  • Gördüğüm en iğrenç insanı da ‘’parazit’’ olarak adlandırdım; sevmek istemeyen ama geçinen sevgiden.
  • ‘’Dünya pis bir canavardır.’’
  • İnsan aslında en iyi yırtıcı hayvandır.
  • Nerede yakışır sendeki kadar, geçmişle gelecek birbirine?
  • Dürüstlük kadar değerli, dürüstlük kadar az rastlanır şey yoktur.
  • Özler hep acınızı, başarısızlar!

Nietzsche, F. Böyle Buyurdu Zerdüşt. Ankara: Panama Yayıncılık.

Siyaseti Anlamak ve Anlamlandırmak

Siyaset nedir sorusuna cevap arayanlar için bu kısa kitap yol gösterici nitelikte. Kitaptan altını çizdiğim yerlerden bazıları şöyledir:

  • Cahilliğin önemsiz bir mesele. Halka önderlik etmek için eğitimli veya onurlu bir adam değil, cahil ve pis olman yeterli. Bu altın fırsatı sakın tepmeyesin!
  • Konfüçyüs, tıpkı Plato gibi, bilgili yöneticilerin devletin temeli olduğuna inanır. Toplumu yönetmek, imparatorun sorumluluğunda olmakla beraber, onun bu işi yetkinlikle yapabilmesi için eğitimli olması gerekir.
  • Halk, siyasal hayattan dışlanmamalıdır. Geçmişteki bilge kralların yaptıkları gibi onlara bazı tavizler verilmelidir. Böylece yönetim erkinin bir parçası olduklarına inanmalıdırlar. Bu onların yıkıcı hırslarını söndürür. En aşağıdaki insan dahi, en yukarıdakiyle eşit olduğuna inanmalıdır. Bu devleti güvenli kırar.
  • Belki de zorunlu ama korkutucu bir güç olarak devlet fikrini en iyi özetleyen ifade ‘’zorunlu şeytandır.’’
  • Güçlü devlet, bizi korumak için vardır ama Aristo’nun ustası Platon’yu eleştirirken sorduğu gibi, ‘’Bizi koruyucularımızdan kim koruyacak?’’
  • En iyi hükümet, en az yöneten hükümettir.
  • ‘’Kimse kendisini satacak kadar yoksul olmamalı, kimse de başkasını satın alabilecek kadar zengin.’’
  • Sıradan insanların kaderi, üst insana giden yolda ‘’sırat köprüsü’’ veya ‘’merdiven’’ olmanın ötesine geçemez.

Taşkın, Y. (2016). Siyaseti Anlamak ve Anlamlandırmak. Bencekitap Alabanda Akademi.

Hindistan Cevizli Coco

Malzemeler

  • 2 Yumurta akı
  • 1 kahve fincanı esmer şeker
  • 1 su bardağı hindistan cevizi
  • 1 paket vanilya

Yapılışı

Yumurta akını ve şekeri mikserle çırpın sonra hindistan cevizi ve vanilyayı ekleyerek karıştırın. Elinizle istediğiniz şekli verdikten sonra, yağlı kağıt serilmiş fırın tepsisine koyarak önceden ısıtılmış 180 derece fırında üzeri kızarana kadar 10-15 dakika pişirin.

Afiyet olsun. 🙂

Muzlu Kuruyemiş Topları

Malzemeler

  • 1 su bardağı yulaf unu
  • 1 muz
  • Yarım çay bardağı yarım yağlı süt
  • 1 yemek kaşığı fıstık ezmesi
  • 1 adet incir
  • 2 adet günkurusu ve 2 adet kayısı
  • 2 adet hurma
  • 2 tam ceviz
  • 10 adet fındık
  • 10 adet yerfıstığı

Yapılışı

1 su bardağı yulafı mutfak robotunda  çekerek un haline getirin sonra diğer tüm malzemeleri de ekleyerek hepsini çekin. Elde edilen karışımı elinizle küçük parçalar halinde alarak şekil verin. Buzlukta 2-3 saat beklettikten sonra servis edebilirsiniz.

Afiyet olsun. 🙂

Victor Hugo – Bir İdam Mahkumunun Son Günü

İdam edilmesine karar verilen bir tutuklunun yaşadığı  duygu değişimini, ölümü kabul etmeye çalışmasına rağmen yine de son anda bile olsa hala af edilmeyi beklemesinin konu alındığı bu kitaptan altını çizdiğim yerlerden bazıları şöyledir:

  • Yargılayanlar ve mahkum edenler ölüm cezasının toplumdan kendisine zarar veren ve daha sonra da zarar verebilecek olan birini uzaklaştırmanın önemi nedeniyle gerekli olduğunu söylüyorlar. Sadece bu söz konusu olsaydı, müebbet hapis cezası yetecekti. Öldürmek neye yarar? Hapishaneden kaçılabileceğini söyleyerek itiraz edeceksiniz, öyle değil mi? Nöbetçileriniz görevlerini iyi yapsınlar. Demir parmaklıkların sağlamlığına güvenmiyorsanız, hayvanat bahçelerini açmaya nasıl cesaret ediyorsunuz?
  • Dürüst bir adam, iyi bir baba, iyi bir oğul, iyi bir koca, iyi bir dost olabilir.
  • Manevi acının yanında fiziki acının ne önemi var?
  • Oysa yüreğimde cenneti taşıyordum.
  • Demek yaşamak istediğim tek yer olan o hafızadan şimdiden silindim!

Hugo, V. Bir İdam Mahkumunun Son Günü. İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları.

Franz Kafka – Ceza Sömürgesi ve Hukuk Öyküleri

Dönemin acımasız hukuk sisteminin konu alındığı bu kısa kitap insana sorgulaması gereken şeyler olduğunu hatırlatıyor yasa nedir gibi…

Kitaptan altını çizdiğim yerlerden bazıları şöyledir:

  • ‘’Ama ceza alacak kişinin kendini savunabilmesi gerekirdi!’’
  • Yakından bilmeyenler için, her ceza birbirine benzer.
  • Başkalarının işine karışmak, her zaman olumsuz sonuç verirdi.
  • Lehte tanık her yerde gereklidir, hatta başka yerlerde mahkemeden daha gereklidir, bu yüzden her yanda lehte tanık ararım.
  • Payına düşen kısacık zamandan bir tek saniye yitirdiğinde ömründe yitmiştir çünkü. Ömrün, yitirdiğin o saniyeden uzun değildir, daha doğrusu, tüm ömrün o yitirdiğin saniyeyle eştir, sadece o kadardır. Bu demektir ki, bir yol tuttuğunda ne olursa olsun devam et; ancak böyle kendini tehlikeye atmaz, kazanabilirsin. Belki sonunda düşmek de var; ama henüz yolun balında geri döner, koşarak merdivenleri inmeye kalkarsan, o anda yuvarlanır gidersin; olasılık falan dinlemez, kesinlikle yuvarlanırsın. Demem o ki, bu koridorlarda bir şey göremedinse başka katlara çık, yukarıda da bulamadınsa çekinme, daha üst katlara çıkan merdivene saldır. Sen çıkmaktan vazgeçmezsen basamaklar bitmez, sen tırmandıkça ayaklarının altında yükselip dururlar.
  • Yasalarımız sadece var sanıldıkları için varlar.
  • Yasanın ne olduğunu asla öğrenemedim.

Kafka, F. Ceza Sömürgesi ve Hukuk Öyküleri. Altıkırkbeş Yayın.

Franz Kafka – Dava

Dava kitabının kahramanı bir sabah uyandığında tutuklandığını öğrenir üstelik sebebi bile belirtilmeden. Kişinin tüm haklarının göz ardı edildiği hukuk sistemlerine karşı da eleştiri içeren bu kitaptan altını çizdiğim yerlerden bazıları şöyledir:

  • Kendilerine bu kadar çok güvenmeleri aptallıklarından. Benimle ‘’aynı düzeyde’’ olan insanlara söyleyeceğim birkaç söz, bunlarla yapacağım en uzun konuşmalardan daha etkili olacak ve her şeyi aydınlatacaktır.
  • İnsan oyuz yaşındaysa ve benim gibi hayatla tek başına mücadele ettiyse, beklenmedik olaylar karşısında sağlam durabiliyor ve pek etkilenmiyor.
  • Benim başıma gelecek tehlikelerden bahsetmeyin, ben ancak kendim korkmak istediğimde bir tehlikeden korkarım.
  • ‘’İnsan hep isyan eder.’’
  • Önemli olan yolun yarısında pes etmemesiydi, sadece iş alanında değil, her alanda yapılabilecek en saçma şey durmaktı.
  • ‘’Hiç kimseye aldırma,’’ dedi avukat, ‘’ve doğru bildiğin şeyi yap.’’
  • Başkalarının fikirlerini kontrol etmeden kabul etme.
  • ‘’Her şeyin gerçek olduğunu kabul etmek gerekmez, gerekli olduğunu kabul etmek yeter’’
  • Mantık ne kadar sarsılmaz olsa da, yaşamak isteyen bir insanın önünde duramazdı.

Kafka, F. Dava. İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları.