Dönemin devlet yönetimine karşı eleştiri niteliğinde olan bu öykü kitabı zamanında yasaklı kitaplar arasına da girmiştir. Kitap sadece kendi çıkarları doğrultusunda yaşayan insanlara karşı direnmeyi ve hiçbir şeyi körü körüne kabul etmemeyi öğütler.
Kitaptan altını çizdiğim yerlerden bazıları şöyledir:
- İstediğin kadar güzel resim yap… Anlayan, kıymetini bilen olmadıktan sonra…’’
- Ah, ben hayvanları çok severim. Bütün canlı mahlukları, hayatı, güzelliği, saadeti severim. Bahtiyar bir köpek bile benim içimi sevinçle dolduruyor. Ben karanlık şeylerden bahsetmek için dünyaya gelmemişim. İçim tatlı, sıcak, neşeli şeyler anlatmak isteğiyle yanıyor.
- Namuslu adam kalmamış bu dünyada iki gözüm. Müslümandır, namazında, orucundadır, hakkımızı yemez diyorduk ama, biz onun hatırını saydıkça o, bizim tepemize bindi. Eh, artık çocuk değiliz, yemiyoruz bu numaraları, değil mi ya?..
- İnsan dedikleri mahlukun, içinde neler kaynaştığını biliyor muyuz? Öyle anlar olur ki, en ummadığımız adam en beklemediğimiz şeyleri yapabilir.
- Bu zavallıları dinledikçe, hallerine baktıkça, uğrunda savaştığım hakikatlere daha çok inanıyor, ahmaklığın, geriliğin ve namussuzluğun bir gün nasıl olsa yenileceğine daha çok güveniyordum. Yalnız, zayıf olmamak ve dövüşmekten yılmamak lazımdı.
Ali, S. Sırça Köşk. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları.
201 total views, 1 views today