Savaşın ne kadar kötü, vahşet bir şey olduğunu bu kitabı okuyunca bir kez daha anlayacaksınız
Kitaptan altını çizdiğim yerlerden bazıları şöyledir:
- Ne tuhaf, dünyadaki sıkıntıların çoğu ufak tefek adamların başının altından çıkar.
- Her insandan hesap soracak olsak dünyanın hali ne olur?
- Önemli olanın düşünme gücü değil de, ayakkabı fırçası olduğunu, zekanın değil, sistemin sözünün geçtiğini, dünyanın özgürlük değil eğitim üzerinde durduğunu fark ettik.
- Diyelim köpeğini sen sürekli patatesle büyütüyorsun. Bir gün getirip önüne bir et parçası koyar koymaz, hemen atılır, kapar. Çünkü doğası gereğidir. İnsanoğluna da günün birinde biraz yetki ver, hemen atılır kapar. Onun da doğası gereğidir, çünkü. İnsan dediğinde aslında bir hayvandır.
- Şu kadarını öğrendim ki insan, başını diğer tarafa çevirdiği sürece en korkunç şeylere bile dayanabilir. Fakat bu şeyleri sıcağı sıcağına düşünmeye kalkışırsa dayanamaz ölür.
- Düşüncelerimiz balçık gibi… Günlerin getirdiği değişikliklere göre biçimleniyorlar.
- Tahta bacaklı bir adam gelmiş. Doktor yine başını kaldırmadan: Sağlam, demiş. Bunun üzerine aksak bacak: Efendim, benim şimdi bir tek tahta bacağım var, demiş. Ama cepheye dönünce dilerim kafamdan vururlar da o zaman tahta bir kafa taktırır ve doktor olurum.
Remarque. Batıda Yeni Bir Şey Yok. İstanbul: Oda Yayınları.