İnce bir kitap olmasına karşın, Cibran’ın aynı Ermiş kitabında olduğu gibi öğrettiği ve sorgulattığı o kadar çok şey var ki bu kitapta. Okurken neredeyse her satırın altını çizmek isteyeceksiniz. Kendinize dair, hayata dair birçok şey bulabileceğiniz bu kitaptan altınız çizdiğim yerlerden bazıları şöyledir:
- Unutkanlık, bir özgürlük biçimidir.
- Kuştüyü yataklarda uyuyanların düşleri, toprağın üzerinde uyuyanların düşlerinden hiç de daha güzel olmadığına göre, yaşamın adaletine olan inancımı nasıl yitirebilirim?
- Ağaçlar toprak tarafından gökyüzüne yazılmış şiirlerdir.
- Dostluk tatlı bir sorumluluktur her zaman, bir fırsat değildir asla.
- Dostunu her koşulda anlamıyorsan, hiçbir koşulda anlamayacaksın demektir.
- Cömertlik, senden çok benim için gerekli olan şeyi bana vermen değildir, benden çok senin için gerekli olan şeyi bana vermendir.
- Kafası yavaş çalışan kişiden daha çok adımları yavaş olan kişiye, kalbi kör olan kişiden çok gözleri kör olan kişiye acıman, doğrusu çok tuhaf!
- Başkası seni yaralarsa, unutabilirsin; ama onu yaralama sırası sana gelirse, o sana ebediyen içerleyecektir.
- Bir insanı ancak onun hakkında bildiklerinle yargılayabilirsin. Ama onun hakkında neyi, ne kadar bilebilirsin ki!
- Karıncanın işinin başından aşkınlığını cırcırböceğinin şarkısından daha çok yücelten kişinin bakış açısı ne kadar da dardır!
- Senin acılarını değil de sevinçlerini paylaşmaya çalışan insan, Cennet’in yedi kapısından birinin anahtarını yitirecektir.
- Sırrını rüzgara söylersen, rüzgarın da onu ağaçlara söylemesinden şikayet edemezsin.
- Altın kusan kişiyi de doyursun Tanrı.
Cibran, H. Kum ve Köpük. İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları.