Halil Cibran – Kum ve Köpük

İnce bir kitap olmasına karşın, Cibran’ın  aynı Ermiş kitabında olduğu gibi öğrettiği ve sorgulattığı o kadar çok şey var ki bu kitapta. Okurken neredeyse her satırın altını çizmek isteyeceksiniz. Kendinize dair, hayata dair birçok şey bulabileceğiniz bu kitaptan altınız çizdiğim yerlerden bazıları şöyledir:

  • Unutkanlık, bir özgürlük biçimidir.
  • Kuştüyü yataklarda uyuyanların düşleri, toprağın üzerinde uyuyanların düşlerinden hiç de daha güzel olmadığına göre, yaşamın adaletine olan inancımı nasıl yitirebilirim?
  • Ağaçlar toprak tarafından gökyüzüne yazılmış şiirlerdir.
  • Dostluk tatlı bir sorumluluktur her zaman, bir fırsat değildir asla.
  • Dostunu her koşulda anlamıyorsan, hiçbir koşulda anlamayacaksın demektir.
  • Cömertlik, senden çok benim için gerekli olan şeyi bana vermen değildir, benden çok senin için gerekli olan şeyi bana vermendir.
  • Kafası yavaş çalışan kişiden daha çok adımları yavaş olan kişiye, kalbi kör olan kişiden çok gözleri kör olan kişiye acıman, doğrusu çok tuhaf!
  • Başkası seni yaralarsa, unutabilirsin; ama onu yaralama sırası sana gelirse, o sana ebediyen içerleyecektir.
  • Bir insanı ancak onun hakkında bildiklerinle yargılayabilirsin. Ama onun hakkında neyi, ne kadar bilebilirsin ki!
  • Karıncanın işinin başından aşkınlığını cırcırböceğinin şarkısından daha çok yücelten kişinin bakış açısı ne kadar da dardır!
  • Senin acılarını değil de sevinçlerini paylaşmaya çalışan insan, Cennet’in yedi kapısından birinin anahtarını yitirecektir.
  • Sırrını rüzgara söylersen, rüzgarın da onu ağaçlara söylemesinden şikayet edemezsin.
  • Altın kusan kişiyi de doyursun Tanrı.

Cibran, H. Kum ve Köpük. İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları.

Halil Cibran – Ermiş

İnce bir kitap olmasına karşın, Cibran’ın  öğrettiği ve sorgulattığı o kadar çok şey var ki bu kitapta. Okurken neredeyse her satırın altını çizmek isteyeceksiniz. Kendinize dair, hayata dair birçok şey bulabileceğiniz bu kitaptan altını çizdiğim yerlerden bazıları şöyledir:

  • Bu hep böyledir, sevgi kendi derinliğini bilmez ayrılık vakti gelip çatana kadar.
  • Fakat bırakın mesafeler olsun birlikteliğinizde. Bırakın dans etsin göklerin rüzgarları aranızda. Birbirinizi sevin ama aşkı pranga eylemeyin: Bırakın ruhlarınızın kıyıları arasında dalgalanan bir deniz olsun aşk.
  • Sizler yaysınız, çocuklarınız da bu yaylardan fırlatılan canlı oklar.
  • Malınızdan mülkünüzden verdiğinizde pek fazla bir şey vermiş sayılmazsınız. Gerçekten vermek kendinden vermektir.
  • Sevinçliyken yüreğinizin derinliklerine bakın göreceksiniz; sizi şimdi sevindiren, bir zamanlar üzenden başkası değildir.
  • Yasa koymaktan haz alıyorsunuz. Ama onları çiğnemekten aldığınız haz daha fazla. Okyanus kıyısında oynayan, durmaksızın kumdan kaleler yapıp, sonra da kahkahalar atarak onları yıkan çocuklar gibi.
  • Siz de en iyi yanlarınızı dostunuza ayırın. Eğer moralinizin bozuk olduğunu bilmesi gerekliyse dostunuzun, bırakın yüksek olduğunu da bilsin. Dostunuz ne içindir ki onu zaman öldürmek için arayasınız? Onu hep yaşanası zamanlarla arayın. Çünkü o sizin ihtiyacınızı karşılamak için vardır, boşluğunuzu doldurmak için değil.
  • Amacınıza doğru sağlam ve cesur adımlarla yürürken iyisinizdir. Ama bu yolda topalladınız diye kötü olmazsınız. Topallayanlar bile geriye doğru gitmezler.

Cibran, H. Ermiş. İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları.