Kısa fantastik öykülerden oluşan bu kitap Borges’in en bilinen kitaplarından biri olmuştur.
Kitaptan işaretlediğim yerlerden bazıları şöyledir:
- Belki düş görmeyi bir yana bırakacağız, belki de bırakmayacağız. Ama başka görevlerimiz arasında bizim gerçek görevimiz, evreni, doğmuş olmayı, gözlerle bakmayı ve soluk almayı kabullendiğimiz gibi düşü de kabul etmemiz.
- Gerçekte, uykudan uyanıp da kendi kendisiyle karşılaşmayan insan yoktur.
- Ölmeden birkaç gün önce hepimizi yanına çağırmış ve şöyle demişti: ‘’Çok yaşlı bir kadınım ben, ağır ağır ölüyorum, bu herkesin başına gelecek, böylesine olağan, herkesin başına gelen bir şey için kimse üzülmesin.
- Bir Yunanlı, dünün insanı bugünün insanı değildir, demiş.
- Birbirimize sarılmadan ayrıldık. Ertesi gün ben gitmedim. Herhalde o da gitmemiştir.
- Zaten söylediklerimiz her zaman kendimize uymaz.
- Ben ödleğin tekiyim; mektup bekleme sıkıntısı çekmemek için ona adresimi vermedim.
- Birisi öldüğünde neler duyarsak onları duydum ben de: daha yakın olmamaktan duyulan artık yararsız bir pişmanlık.
- Bir açıklamada bulunayım. Bir şeyi görebilmek için onu anlamak gerekir. Koltuk insan bedenini, eklemlerini ve tüm organlarını önceden kabullenir; makas da kesme eylemini. Bir lamba ya da bir taşıt için ne demeli? Bir vahşi, misyonerin İncil’ini algılayamaz; bir gemi yolcusu, halatları tayfaların gördüğü gibi göremez. Evreni gerçekten görebilmiş olsaydık belki onu anlardık.
- Ve de bir çocuk dünyaya getiriyor.
- Bir tek çocuk mu? diye sordum.
- Evet. Tek bir çocuk. İnsan türünü çoğaltmak doğru olmaz.
Borges, J. L. Kum Kitabı. İstanbul: İletişim Yayınları.
216 total views, 2 views today